Merhaba Gülçin Hanım. Uzun süreli dostluklarda eğer paylaşım çok derinleşirse ve özellikle taraflardan birinin kalbi boşsa bunun aşka dönüşmesi mümkün. Burada da benzer durum var. Karşı taraf sizi dost gibi görüyor ve her şeyini anlatıyor hatta sevdiği kızı bile... Siz ise ona farklı duygularla bağlanmışsınız. Eğer o taraf sevdiği kişiden ümidi keser ve size yönelir
diye ümit ediyorsanız bu bekleyiş sizi çok yıpratır. Bu tarz bir durum mümkün de olabilir ama kendi akışı içinde gerçekleşmelidir. Beklentiye girerseniz üzüntünüz artar.
Diyorsunuz ki "hem o kızı seviyor hem de beni oyalıyor gibi". Bunun aslını bilmek
zor. Ancak siz böyle hissediyorsanız bu hissinize kulak vermemiz gerekir. Kadınlar da erkekler de zaman zaman bunu yapar. Yani ümitsiz veya süregiden bir aşkın-evliliğin yanısıra karşı cinsten "çok yakın" bir arkadaş daha edinirler. Bu kişi arkadaşla sevgili arası bir şey olur. Ne biri, ne diğeri, arada kalmış bir statü... Çünkü sevgili olmanın getirdiği yükümlülükler yoktur, dahası sevgili olmaya yetecek kadar ikna olmamıştır bu kişi. Büyük
ölçüde onunla olmanın, yakın paylaşımların hazzını, o konforu sevmektedir aslında. Elinin altında her daim mevcut olan, her derdi olduğunda onu dinleyen, sevgili olmadıkları için kapris de yapamayan bir yakın dost (!) Ama karşı cinsten ilgi görme ihtiyacını da doyuran işlevsel bir dostluktur bu.
Çoğu kez kendilerinin de kafası karışır ama iç dünyalarını yokladıklarında aşık oldum demek için yeterli veri bulamayınca "yakın dost, kanka" gibi tanımlamalar yaparlar. Bunu normal kadın-erkek arkadaşlığıyla karıştırmamak gerekir. Herkesin okulda, işte ya da çeşitli sosyal ortamlarda karşı cinsten arkadaş edinebildiği bir gerçektir ve bu haliyle medeniyet çerçevesinde normal karşılanır. Ancak bu fazla yakın dostlar edinen kişiler, ileride eşlerinin de bu şekilde karşı cinsten "yakın arkadaş" bulmalarından rahatsız olurlar. Yani aslında bunda bir tuhaflık olduğunu bilirler. Ancak insanın doğasında karşı cinsten biriyle samimi olmaya, yakın paylaşımda bulunmaya meyil ve ihtiyaç olduğundan bunun hazzını yaşamak adına beraberliği sürdürürler. Sanıyorum sizin durumunuz buna benziyor. Bundan sonra ilişkinizi mevcut durumuyla sürdürmeye devam ederseniz acı çekmeye de devam edeceksiniz. Benim aklıma iki seçenek geliyor:
1- Cesaretinizi toplayıp ona açılırsınız. Dostluk sürecinde kendiliğinden gelişen duygularınızdan bahsedebilir, bununla beraber bu pozisyonda kalmaktan acı duyduğunuzu ifade edebilirsiniz. Onun aşk acısını dinlemenin sizi ne kadar incittiğini anlaması gerekir. Halihazırda bir ilişkisi de olmadığı için bunun önünde engel yok. Belki o da bu şekilde
duygularını bir daha tartar ve size bunu neden yaptığını sorgular. Bir bakıma duygularınızla oynuyor denebilir çünkü. Bu itirafınız ona kendi davranışlarının etkisini farketme fırsatı verecektir.
2- Ya da duygularınızı içinize gömer ve yavaş yavaş bahanelerle ondan uzaklaşırsınız. Böylece sürekli yakın olmanın ama ulaşamamanın verdiği acıyı da azaltmış olursunuz. Ama bu acının geçmesi zaman alır ve konuşulmamış, içinizde kalan cümleler sizi yorar.
Karar sizin, inşallah mutlu olacağınız seçimi yaparsınız.
Huzurlu günler diliyorum.
Rukiye KARAKÖSE
|