Değerli okuyucumuz, bahsettiğiniz sorun oldukça yaygın olarak karşımıza çıkan bir tablodur. Önce şu noktaya açıklık getirmeliyiz; Çocuklarımızın her biri ayrı mizaç özelliklerine sahip olarak doğarlar. Ana-babalar olarak her birine aynı eğitimi versek dahi onlar birbirinden farklı olduklarından ayrı ayrı karakter yapılarına sahip olurlar.
Kaldı ki biz aynı şekilde davrandığımızı zannederken de aslında farkında olmadan her birine farklı davranırız. Şöyle ki, ana-babanın çocuğa muamelesini biraz da çocuğun özellikleri şekillendirir. Sakin, uyumlu bir bebeğe gösterdiğimiz tavırla, hırçın, yaygaracı bir bebeğe gösterdiğimiz tavır değişiktir. Hatta çocuk gürbüz olduğunda daha fazla inisiyatif alarak özgüvenli yetişirken; cılız çocuklar, hasta olur korkusuyla aşırı üstüne düşülerek bağımlı hale getirilir. Yani aynı ana-babanın çocuklarının huyları değişik değişik olabilir.
Nerde yanlış yaptık? sorusunun cevabını aslında siz vermişsiniz. Biraz uzun (8 yıl) aradan sonra doğan bir oğlan çocuğu, onu şımartan bir ebeveyn ve anneanne- babaanne üçgeni Babasının hayır diyemiyor oluşu da bu durumu destekleyince veledşahi aile dediğimiz model ortaya çıkıyor. Otorite kurulamıyor, disiplin sağlanamıyor.
Disiplinin sağlanabilmesi ve çocuğunuzun bir şeyleri ağlamadan istesi için bir takım tavsiyelerimiz olacak:
* Çocuğunuzun yaşına ve kişiliğine uygun olarak bazı kurallar tespit edin ve bu konuda kesin ve tereddütsüz biçimde onu uyarın.
*Evde ve çocuğun üzerinde otorite sahibi olan büyüklerin arasında tutarlılık olmalıdır. Birinizin evet dediği şeye diğeri hayır demesin.
*Kararlı olun. Bir konuda "hayır" dediyseniz ve haklı gerekçeniz varsa, bunda istikrarlı olun. Çocuğunuz ağlayıp sızladı diye ya da öfke nöbeti geçirdi diye istediği şeyi yaparsanız, ona "bu yöntemle istediğini elde edersin" mesajı vermiş olursunuz.
*Tutarlılık zaman içinde de süreklilik taşıması gereken bir kavramdır. Bugün moraliniz iyiyken izin verdiğiniz bir şeye yarın sinirliyken "hayır" derseniz bu da etkili olmaz.
*Çocuklar arasında adil olun ki sözünüz güvenilir ve dinlenir olsun.
*Yaşına uygun, yaptığı yanlışın niteliğine ve büyüklüğüne uygun mahrumiyet cezaları verin (mesela, o akşam çizgi film izletmeme), davranışının sonuçlarıyla ilgili önceden bilgi verin ve alabileceği cezadan haberdar edin.
*Bu yöntemlere rağmen başa çıkamıyorsanız uzman yardımı alın.
Rukiye KARAKÖSE
|