Gençlerin sevdiği Underground Rapçi Sagopa Kajmerle beni en yakın dostlarımdan biri tanıştırdı. Şahsi tercihim Klasik Türk Müziğidir ama Sagopada başka bir şey var: Müziğin de ötesine geçen bir hakikat çağrısı serpilmiş sanki satırlarına. Sanatçı rap müzikle manevi değerlerimizi sentezleyince hoş ve heyecan verici ve aynı zamanda kallavi bir diskografi ortaya çıkmış. Mesela yıllardır vaizlerin, din adamlarının anlatıp durduğu dünya hayatı imtihandır ifadesini gençlere rap müziğiyle söylüyor: Herşey güllük gülistanlık olacak olsaydı Gerçekten imtihan olmazdı Gelişi güzel doğar büyür ölürdük Alimler olmasaydı bizler şu anda kördük
Günümüzdeki hazcı kültürün özendirdiği promiscuity yani rastgele cinsellik yaşamak da sanatçının dilinden şöyle ifadeleniyor: Sen abartıyorsun rahat yaşamla sapıtmayı, İstanbul üstünden geçmiş bırak kendini korumayı, İyiden iyiye bakıyorum da yoldan raydan çıkmışsın Tenine dokunan ellerden bir koleksiyon yapmışsın (Aferin) O yataktan bu yatağa yatıp takılıp sızmışsın Bu zihniyetle aşkı yorgan altlarında aramışsın(Aferin) Erkek alana dek istediğini sanarsın ki Romeo Ne diller döker de teslim olur kapana Juliet Kadınlar hassas ve hisli dilekler içlerinde gizli Hatırla iş bitince kaç Romeo gaddarca gitti Kadın olmak zor, bu kadar acımasızlık sürerken Hemcinslerim abazalıktan oduncasına yanarken, Taksim fuhuş yuvası partyler karı-kız kazanı derken, Koleksiyonuna yeni bir bebek ekle sabah güneşi doğarken El bebek gül bebek bu yaşına kadar geldin Düşünsene bir it heriften sertçe tekme yedin Geceye aşkla vardın sabaha yabancı uyandın Bil ki sonraki gün bir başka baya anlatılacaksın Kadını kandırmaksa amaç alayınız yalancı Kapında köpek olan işi bitince yabancı Tuzağı düşeni iplemez yeni bir avı kovalar avcı Sen karar ver bu olayda kim hakim kim savcı
Kadınların yine de gönül işlerine daha duygusal yaklaştığını, bununla beraber ilişkilerde kullanılan taraf olduğunu ve toplum tarafından da bunun vebalinin ikiyüzlü bir şekilde kadına yıkıldığını dile getiriyor. Erkeklerin elinin kiri kadının boğaza geçirin ipi Var mı böyle adelet kesin ikisinin de boynunu Tez helak edin iblisin hile dolu bu oyununu Uyandırın dünden kalma uyuyakalmış yorgunu Bu gönülden gönüle, tenden tene rastgele gezinmeler sonuncunda yorgun düşen ruhlara ve bedenlere ise bir çağrısı var:
Aşk yok artık, kalmamış bu devirde deme vardır hak yeme ara bul Aşksız olsun, kalbim neşe dolsun deme bu ne fena bir hatadır
Aşk var mı yok mu, varsa nerde/nasıl bulunur, bunu tartışmaya bu sütun yetmez. Ama aşktan ne anladığımız ve ne anlam yüklediğimiz hakikaten dönemden döneme değişiyor. Günümüzde, şarkıda anlatılan şekliyle kirletilen ve yorulan aşk kavramının hakikatini arayıp bulmak bizi biraz daha insan yapacak galiba Teşekkürler Sagopa, iyi ki şarkıların var. |