KATEGORİLER
BASINDA BİZ
TV Programları
Radyo Programları
Yazılı Basın
SİZDEN GELENLER
Konuk Defteri
Danışma Hattı
SİTEMİZE ÜYE OL
SİTEMİZİN İSTATİSTİKLERİ
Üye Sayısı : 2396
Ziyaretçi Sayısı : 35561
Online Ziyaretçi : 16
Anasayfa | Özgeçmişim | Eğitimlerim | Danışmanlık Seanslarım | Foto Galeri | İletişim

Tek Çocuk Psikolojisi

ÇOCUK İSTİSMARI VE ŞİDDET

Her çocuk sevgi dolu bir ortamda büyümeyi hak eder. Ancak ne yazık ki bazı çocuklar ihmale ve istismara uğramakta, şiddete maruz kalmaktadırlar. Çocuğun sağlığını, fiziki ve psikolojik gelişimini olumsuz etkileyen, bir yetişkin, toplum ya da devlet tarafından bilerek ya da bilmeyerek yapılan hareket ya da davranışlara çocuk istismarı denmektedir. İhmal de tıpkı istismar gibi zarar verir ve yaralar. İstismar çok çeşitli şekillerde olabilir.

Fiziksel istismar: Çocuğun kaza dışı sebeple bir yetişkin tarafından yaralanması ve örselenmesidir. Bir tokattan başlayarak çeşitli aletlerin kullanılmasına kadar devam edebilir. En yaygın rastlanılan ve teşhis edilmesi  en kolay olan istismar tipidir. Kimi durumlarda istismara bağlı ölüm riski de ihtimal dahilindedir. Çocuk istismarı süreci açığa çıkarılarak bu ihtimalin önüne geçilebilir.

Aile içi şiddetle ilgili hükümlü gençler üzerinde yapılan bir araştırmada da bu gençlerin % 78inin anlaşmazlık ve şiddet yaşanan ailelerde yetiştikleri belirlenmiştir.

Aile içi şiddet çocukta stresi artırmakta, bu da çocuğun beyin gelişimini olumsuz etkilemektedir.

Cinsel istismar: Çocuğun bir yetişkin tarafından cinsel uyarı ve doyum için kullanılması, fuhuşa zorlanması, pornografi gibi suçlarda cinsel obje olarak kullanılmasıdır. Genital bölgelere dokunma, teşhircilik, rontgencilik, pornografi, ırza geçmek gibi çeşitli şekillerde gerçekleşebilir. İstismara uğrayan çocuklarda kız-erkek oranı % 3tür, erkek ve kız mağdurların sayıları arasında büyük fark bulunmamaktadır.

İstismarcıların % 96sı erkek, İstismarcıların % 80i de çocuğun tanıdığı birisidir.

 Cinsel istismar mutlaka şiddet içermek zorunda değildir. Yine cinsel istismarda da çocuğun rızasının olup olmadığına bakılmaz. Zira çocuklar kendini koruyabilecek ve muhakeme yapabilecek durumda olmayabilirler.

Çocuğa karşı birinci derece akrabaları tarafından cinsel tacizde bulunulmasına ise ensest denir. Ensest olaylarının sadece %10u açığa çıkmaktadır. Cinsel istismar sonunda çocuklarda çeşitli ruhsal sorunlar görülür:

-Tekrarlayıcı, rahatsız edici düşünceler,

-Uykuya dalma güçlüğü,

-Olayla ilgili kabuslar,

-Öfke patlamaları ve saldırganlık,

-Konsantrasyon güçlüğü,

-Suçluluk ve utanç duyma,

-İçe kapanma, depresif belirtiler,

-Aileden uzaklaşma, evden kaçma,

-Olayı anımsatan nesnelere karşı yoğun psikolojik sıkıntı,

-Olayı anımsatan kişiler, görüntüler ve yerlerden kaçınma,

-Korku reaksiyonu,

-Yaşına uygun olmayan cinsel davranışlar,

-Cinsel davranışlarda artma, mastürbasyon vb. gözlenebilir. Okuldan kaçma, okul ve disiplin problemleri, başarıda düşüş de cinsel istismar sonrası görülen diğer sorunlardır.  

Duygusal istismar: Çocuğun,  ihtiyacı olan ilgi, sevgi ve bakımdan  yoksun bırakılarak psikolojik zarar görmesidir. Tanımlanması en zor ancak ne yazık ki en sık rastlanılan istismar şeklidir. Aşağılama, yalnız bırakma, ayırma, korkutma, yıldırma, tehdit etme, suça yöneltme şeklinde olabildiği gibi, önemsememe, küçük düşürme, alaylı konuşma, lakap takma, aşırı baskı ve otorite kurma şeklinde de olabilir. Duygusal ihtiyaçların  karşılanmaması, sürekli eleştirme, yaşının üstünde sorumluluklar bekleme ve kardeşler arasında ayrım yapma, değer vermeme olarak da sıkça karşımıza çıkar.

 Duygusal istismarın belirtileri şunlardır:

-Dünyaya karşı belli bir ilgisizlik

-Depresif ve pasif davranış

-Karşısındakine çok temkinli yaklaşmak

-Kendine güvensizlik

-Korku

-Küçük yaşlardaki davranışlara dönüş (regresyon)

Ekonomik istismar:  Çocuğa  bakmakla yükümlü kişilerin çocuğu ekonomik gelir kaynağı olarak görüp ondan maddi kazanç elde etme isteğidir. Anne babalar çok para kazanma arzularını tatmin etmek için çocuklarını kullanabilirler. Çocuğu yaşına ve fiziksel-ruhsal yeterliliklerne uygun olmayacak şekilde çalıştırmak, kazancına el koymak ekonomik şiddet olarak değerlendirilir.

İhmal: Çocuğa bakmaktan sorumlu kişinin bu sorumluluğunu yerine getirmemesidir. İhmal pasif bir olgudur. Ancak bu, zararının daha az olduğu anlamına gelmez. İhmal, fiziksel ve duygusal olmak üzere iki ana grupta incelenmektedir. Sebep olan faktörler arasında açlık düzeyinde yoksulluk, ile içi şiddet, istismar, anne/babanın ruhsal sorunları, çocuğun gelişim geriliği, beslenme yetersizliği, yoksulluğa bağlı beslenme yetersizliği sayılabilir. Fiziksel ihmal genellikle hekim ve ebe tarafından belirlenir.

Duygusal ihmal ise çocuğun ilgi, sevgi ihtiyacını görmezden gelmek ve onu bundan mahrum etmektir.

Çocuk suçluluğu üzerine yapılan araştırmalara göre ailesi tarafından ihmal edilen çocukların suça yönelme olasılıkları yüksektir.

Çocuk İstismarı Konusunda Önemli Noktalar

Cinsel istismara her sosyo-ekonomik grupta rastlanabilmektedir. Çocuklar istismar hakkında yalan söylemezler. Bu konuda hikayeler uyduranlara ender rastlanır. İstismarın kısa ve uzun süreli etkileri çocuğun duygusal ve fiziksel sağlığı açısından çok önemlidir. Çocukların görünüşü ya da davranışı istismara sebep olamaz. Anlamını bile bilmedikleri olayları kışkırtmaktan ve bunlara yol açmaktan dolayı suçlanamazlar. İstismarcılar genellikle çocuğun tanıdığı, bildiği yerleri tercih ederler. Okul ve çevresi, ev ve okul arasındaki yol, bir arkadaş ya da akrabanın evi gibi mekânları seçerler. Kadın istismarcı sayısı erkeklere oranla daha azdır. Çocuğun rahat olduğu zamanlar, oyun zamanları, banyo zamanı ya da yatma saati istismarcının tercih ettiği zamanlardır. Olguların %80-95inde istismarcı, çocuğun tanıdığı, normal görünümlü biridir.

Dünyada Çocuk İstismarı

ABD'de 15 yaş altında hastaneye başvuran çocuklar arasında çocuk istismarı sıklığı 2.7/1000 olarak bildirilmektedir. İngiltere'de haftada dört çocuk, istismar ve ihmal nedeniyle ölmekte.

İngiltere Ulusal Çocuk İstismar ve İhmali Merkezi (NCCAN), çocuk istismarı sayısını yılda 200.000'den fazla olarak  tahmin etmektedir.

Zihinsel ya da bedensel özürlü, hiperaktif, özgül öğrenme güçlüğü çeken, uyum güçlüğü çeken çocuklar şiddete daha sık maruz kalmaktadırlar.

Araştırmalara göre;  çocuk ve genç suçluların çoğunluğu istismara uğramış çocuklardır.  Çocuk yaşadığını öğrenir. Ve bunları geleceğe taşır. İhmal ve istismara uğramış çocuk geleceğin istismar ve ihmal eden kişisidir.

Oysa her çocuğun sevgiye, korunmaya, sıcak bir yuvaya, beslenmeye, eğitime ve oyun oynamaya ihtiyacı ve hakkı vardır. Bebeklik ve çocukluk döneminde oyun oynamak, çocuğa araştırma, çevreyi tanıma ve problem çözmeyi öğrenme imkânı sağlayarak dil ve zeka gelişimini destekler. Anne babalar olarak bu görevi ne kadar yerine getirebildiğimizi sorgulamamız gerekir. Onlara ne derece iyi örnek oluyoruz? Onları ne kadar dinliyoruz? Bize anlatamadıkları bir dertleri ve sakladıkları bir konu olduğunda bunu onun hal ve tavrından anlayabiliyor muyuz? Çocuğumuz başına gelen kötü bir olayı hemen gelip bizimle paylaşabilecek kadar bize yakın hissediyor mu?

Onların eğitimine ne kadar önem veriyoruz? Eğitimi yalnızca başarılı ders notları olarak görmenin ötesinde psikolojik açıdan da gelişimini önemsiyor muyuz? Bu sorulara olumlu cevaplar verebildiğimiz ölçüde çocuklarımızı olumsuzluklardan koruyabiliyor ve onların ruh sağlığına yatırım yapıyoruz demektir.

*Bu yazı Diyanet Aylık Dergi'de yayımlanmıştır. 

                       

Facebookta Paylaş    Twitter Paylaş

 Tüm hakları saklıdır.